Dermatoloji Uzmanı Dr. Ulaş Güvenç, argan, jojoba, kayısı çekirdeği ve daha pek çok doğal yağın cilt üzerindeki etkilerini anlattı. Hangi yağ hangi cilt tipine uygun, kullanımda yapılan hatalar neler?
“Argan yağı antioksidan etkisiyle cilt bariyerini güçlendirir”
Cilt bakımında öne çıkan doğal yağların farklı faydalarına değinen Güvenç, her yağın cilde özel bir katkısı olduğunu vurguladı. Güvenç, “Argan yağı, E vitamini zenginliği ve antioksidan etkisiyle cilt bariyerini güçlendirir ve özellikle kuru ile olgun ciltler için ideal bir seçenektir. Jojoba yağı ise cildin kendi sebumuna çok benzediği için yağ dengesini düzenler hatta akneye eğilimli ciltlerde dahi güvenle kullanılabilir. Kayısı çekirdeği yağı A ve E vitamini içeriğiyle cilt tonunu canlandırır ve mat görünüme parlaklık kazandırır. Hindistan cevizi yağı yoğun nem sağlar ancak komedojenik olabileceğinden daha çok dirsek ve topuk gibi kuru bölgelerde kullanılması uygundur. Kantaron yağı anti-inflamatuvar etkisiyle küçük tahrişlere ve hassasiyetlere rahatlama sunarken, susam yağı antioksidan ve antimikrobiyal özellikleri sayesinde masaj yağı olarak cildi yumuşatır. Jojoba, sebum dengeleyici, bariyer onarıcı ve antioksidandır. Kayısı çekirdeği hafif nem desteği sağlar, hücre yenilenmesini destekler. Biberiye ise mikrosirkülasyonu artırır, serbest radikal hasarını azaltır ve cildin daha canlı görünmesine katkıda bulunur.” şeklinde konuştu.
“Hassas ve akneye eğilimli ciltler, doğru yağ seçimi ile fayda görebilir”
Hassas ve akneye eğilimli ciltlerin yağlardan tamamen uzak durması gerekmediğini vurgulayan Güvenç, aynı zamanda dermokozmetik ürünlerle kombinlendiğinde daha iyi sonuç alınacağına da dikkat çekti. Sözlerine şöyle devam eden Güvenç: Hassas ve akneye eğilimli ciltler doğru yağ seçimi ile fayda sağlayabilir. Jojoba, üzüm çekirdeği, argan veya seyreltilmiş çay ağacı yağı tercih edilebilir. Az miktarda, serum ya da krem içine damlatılarak veya gece bakımında tek başına kullanılmaları uygundur. Yağlar tek başına kullanılabilir ama en iyi sonuç dermokozmetik ürünlerle kombinlendiğinde alınır. Örneğin, gündüz serum + nemlendirici + SPF; akşam ise temizleme sonrası yağ desteğiyle bariyer onarımı yapılabilir. Doğal yağların gece kullanımları daha uygundur çünkü cildin rejenerasyon süreci bu dönemde daha aktiftir. Kuru ve olgun ciltlerde her gece, yağlı ve karma ciltlerde ise haftada 2–3 kez kullanım idealdir.
“Yağ bazlı cilt bakım ürünleri gece uygulanmalı”
Yağ bazlı cilt bakım ürünlerini kullanırken yapılan en büyük hatanın kalın tabaka halinde sürülmesi olduğunu söyleyen Güvenç, “Ürünü kalın tabaka şeklinde uygulamak gözenek tıkanıklığına yol açabilir. Ayrıca her cilt tipine aynı yağın önerilmesi doğru değildir. Gündüzleri yoğun yağ kullanıp üzerine güneş koruyucu sürmemek de başka bir yanlış uygulamadır. Çözüm, yağları az miktarda, genellikle gece bakımında ve temiz cilt üzerine uygulamaktır. Cildimizin yüzeyinde hidrolipid film adını verdiğimiz doğal bir bariyer vardır. Bu bariyer hem nem kaybını engeller hem de mikroorganizmalara karşı savunma sağlar. Yağ dengesi bozulduğunda kuruluk, pullanma, mat görünüm, aşırı sebum üretimi ile birlikte akne ve siyah nokta sorunları ortaya çıkabilir. Bu dengeyi korumak için sert temizleyicilerden kaçınmak, düzenli nemlendirmek ve bariyer dostu ürünler kullanmak çok önemlidir. Yağ bazlı ürünler özellikle kuru ve olgun ciltlerde besleyici etkisiyle ön plana çıkar. Normal ciltlerde de özellikle kış aylarında bariyer desteği için faydalıdır. Ancak yağlı ve akneye eğilimli ciltler daha dikkatli olmalı. Bu ciltlerde yalnızca non-komedojenik yağlar tercih edilmelidir.” dedi.
“Önemli olan, doğru yağı doğru miktarda ve doğru zamanda kullanmaktır”
Cilt sağlığı için altın değerinde tavsiyelerde bulunan Uzman Dr. Ulaş Güvenç, “Her zaman non-komedojenik yağ seçmeye dikkat edin. Tek bir yağ mucize yaratmaz. Asıl önemli olan doğru yağı, doğru miktarda, doğru zamanda kullanmaktır. Cilt sağlığı kişiye özeldir. Yağ kullanımı kişiseldir. Cilt tipine ve ihtiyacına göre doğru planlandığında son derece faydalıdır.” şeklinde konuştu.